Kürdistan dağlarında yaşamını yitiren ilk Êzidi gerillalar...
15 Ağustos 1984'te patlayan kurşunlar sadece silahlı bir dönemin kapısını açmadı, aynı zamanda Kürdistan toplumuna "donmuş denize inen bir balta" etkisi yaptı. Yan yana gelmeleri bile zor olan değişik inanç grubundan genç erkekler ve kadınlar aynı davada buluştu, can verdi. İlk Êzidi kadın gerilla Binevş Agal'ın öyküsü ise ilkler ve gittiği her yerde bıraktığı izlerle dolu.
Kürdistan'ın şafak atacağı yıl olarak tarihe geçecek 1984 yılının Nisan ayının ilk günleri... Bir grup Kürt Hannover'den dönemin başkenti Bonn'a uzun bir yürüyüşe çıkmıştır. Niyetleri o yılların en çok ses getiren bir Kürt eylemine imza atmak ve 12 Eylül cuntasının Kürdistan'daki zulmünü dünyaya duyurmak. 300 km yürüyeceklerdir ve sayıları 30-40 arasındadır.
Ayrıntılarda ise 2 Mayıs tarihi vardır. Grubun bir diğer amacı 2 Mayıs 1983 günü Kürdistan dağlarında yaşamlarını yitiren PKK militanları Mehmet Karasungur ve İbrahim Bilgin'in anısı için Bonn'da yapılacak geceye ulaşmaktır. Karasungur, gerillanın zamansız ve erken kaybettiği ilk komutanlarıdır, ismi, anısı ve mücadelesi, sayıları sayılabilecek kadar az olan Avrupa'daki o "PKK'li kitleye" de ulaşmıştır.
1 ay süren Hannover-Bonn yürüyüşünün sadece bir tek genç kadın eylemci vardır, o da Celle'den gelen grupta yer alan 17 yaşındaki Binevş Agal’dir. Avrupa'daki ilk o uzun yürüyüşe katılanlar hala o genç kadının azmini, coşkusunu ve mütevaziliğini anlatır. Şüphesiz hiç kimse Almanya'nın ortasından geçen bir yürüyüşün Binevş Agal'ın yüzlerce kilometre uzakta, Kürdistan'da yapacağı diğer uzun yürüyüşlere "göz kırpma" olacağını bilemezdi.
ÊZİDİLERİN APOCULARLA TANIŞMASI...
Binevş Agal 1966 yılında Batman'ın Beşiri ilçesinde dünyaya geldi. Ailesi yüzlerce yıllık bir Kürt aşk destanı "Cembeliyê Mirê Hekkarî û Binevşa Narin"den esinlenerek adını Binevş koymuştur. 12 Eylül 1980 cuntası öncesine denk gelen o yıllarda, Batman işçi hareketi ve güçlü örgütlenmesiyle dikkat çekiyordu. PKK kurucularından Mazlum Doğan'ın yolu bu kente düşmüş ve 'Apocu hareket' ilk kitlesel örgütlemesini yapmaya başlamıştır.
1979 yılındaki yerel seçimleri kazanan Kürt hareketinin adayı Edip Solmaz ise Batman belediye başkanı olmuştur. Seçildikten 29 gün sonra katledilecek olan Solmaz'ın diğer belediye başkanlarından farklı olduğu, Êzidilere değer verdiği, birkaç gün içinde Beşiri'deki Êzidi köylere ulaşmıştır. 12 Eylül'ün ayak seslerinin duyulduğu o kısa zaman aralığında, Bazbut köyünden bir Êzidî genç Ahmet Ergin Apocularla tanışır.
Darbenin gelmesiyle 19 yaşındaki Ergin'in yolu Almanya'ya, Celle'ye çıkar. Celle ve çevresine yerleşen ilk Êzidi grup 1970 öncesi gelen "misafir işçi" ailelerdir. İkinci grup ise 12 Eylül rejimiyle artan Türk devletinin baskısı nedeniyle gelenlerdir. Ahmet Ergin Celle'ye geldikten sonra Zeki Şengali (şu anda KCK Yürütme Konseyi Üyesi) ve Abdullah Savgat ile mücadelesine, Êzidelere Apocuları, Kürdistan devrimini anlatmaya kaldığı yerden devam eder.
Bu üç genç; Şengali, Ergin ve Savgat'ın öncülüğünde 1981'de Celle'de küçük bir lokal açılır. İki odadan oluşan bu küçük dernek aynı zamanda Avrupa'da Apocuların açtığı ilk derneklerden biri olacaktır. Aynı yıl Diyarbakır cezaevindeki vahşeti protesto için küçük bir çadır eylemi yaparlar. Bu arada 1980'nin ilk yarısında Beşiri, Viranşehir ve Midyat'ta kalan son Êzidi aileler de gelmiştir. Aralarında Binevş Agal'ın ailesi de vardır...
Binlerce yıllık gelenek bozulmaz, bütün göç yollarında olduğu gibi Êzidiler burada da toplu yaşamaya başlarlar. Kim bilir, belki de toplu olmaları onları bütün sürgünlerden ve zulümlerden korumuştur. Gruplar, bazen de köyler halinde Hannover-Bremen-Bielefeld üçgenindeki kent ve kasabalara dağılırlar. (Yıllar sonra resmi rakamlara göre 60 bin, resmi olmayan bilgilere göre ise sayıları 100 bine yaklaşacaktır) Beşiri'den gelenlerin çoğu Hannover'e 40 km uzaktaki Celle'yi tercih eder.
AVRUPA'DAKİ BERİVAN...
Binevş Agal'ın ailesi ise parça parça gelmiştir Almanya'ya. Bütün ailenin biraraya geldiği yıl, 1982'de PKK'nin dördüncü kuruluşu yıldönümü kutlaması Hamburg'ta yapılır. Kürdistan devrimine kapılarını açmakta hiç zor olmayan Agal ailesinin bütün üyeleri soluğu soğuk bir Kasım günü Hamburg'da alır. O günleri, genç Binevş'in Apocularla tanışmasını, "Avrupa'daki Berivan"'ı abla Xane Agal şöyle anlatıyor:
"Çok soğuk bir gündü, çok da kar yağmıştı, Hamburg'a çok zor gidip-geldiğimiz hatırlıyorum. Celle ve çevresindeki Êzidiler ilk kez o parti gecesiyle PKK ile tanıştı diyebiliriz. Binevş 16 yaşındaydı ve çok okuyordu. Bazen gece yarılarına kadar okuyordu, kitaplarda kelimeleri ve yorumları anlamazsa gece yarısı bile olsa hemen arkadaşlara; Ahmet Ergin ve diğerlerine telefon açıp soruyordu. Çok not alırdı, zaten gittiğinde bana 'bu notlar sana bir gün lazım olacak' dedi.
1984'teki yürüyüşten sonra aktif şekilde PKK'ye katılmayı tercih etti. Katılımı Êzidiler arasında büyük bir olaya dönüştü. 'Nasıl bir Êzidi kadın evden çıkar ve devrime katılır' diyorlardı. Bu gerçekten bir ilkti, Êzidiler kapalı kalmış, dışarıya açılmamışlardı, üstelik Binevş çok seviliyordu.. Katıldıktan sonra Avrupa'da kalmak istemedi. Israrla Kürdistan'a dönmek istedi. Gittikten sonra sık sık bana mektup yazardı; 'Beni merak etmeyin, PKK'nin ocağındayım' derdi."
ROJAVA'DAKİ BERİVAN...
1985'te PKK'nin Ortadoğu Sahası' çalışmalarına katılan Binevş Agal, bir süre sonra Batı Kürdistan'a geçer. Rojava'da PKK'nin ilk kadın hareketi çalışmalarına katılır. Onunla o günlerde Rojava'da yoldaşlık yapan yazar Ahmet Aktaş "Rojava'daki Berivan"ı şöyle anlatıyor:
"Şam'da Başkan Apo bana Berivan'dan söz etti, Avrupa'dan geldiğini, genç olduğunu ve onu Qamişlo'ya götürmemi söyledi. Bir dönem Cizre bölgesinde kaldı, Rojava'daki ilk kadın çalışması Berivan ile başlar. Orada inanılmaz derecede sevildi, ayrıca Rojava'daki Êzidileri ilk örgütleyen de odur. Kürdistan devrimi için birçok evin kapısını ilk o açtı. Eğer PKK tarihinde iz bırakanları sıralayacaksak, Rojava devrimini yazacaksak, Berivan ile başlamalıyız."
Binevş Agal bu arada ailesine mektup yazmaya devam eder. Rojava'dan son mektubu 16 Nisan 1988 tarihlidir ve şöyle der; "Bu alanda son kez size mektup yazıyorum. Bir önceki mektupta ülkeye gideceğimi belirtmiştim ve işte şimdi ülkeye gitmenin son hazırlıklarını yapıyoruz. 8 yıldan sonra tekrar güzelim Kürdistan'a döneceğim için çok seviniyorum... Kürdistan'da yaşamak da güzel, ölmek de..."
CİZRE'DEKİ BERİVAN...
Bu mektubun Celle'deki ailesine ulaştığı günlerde Binevş Agal Rojava'nın Cizre'sinden Kuzey'in Cizre'sine geçer. 1988 baharının son günleridir. Cizre'de "Zozan" ismini alan Agal, halk örgütleme çalışmasına katıldı. Artık bir şehir gerillasıdır. Fakat silahından çok, örgütleme yeteneğini kullanır. O günlerde ona Cizre ve çevresinde yoldaşlık yapan Salih Cizirî "Cizre'deki Berivan"ı şöyle anlatıyor:
"Berivan Cizre bölgesindeki halk çalışmalarında yer alan ilk kadın gerillaydı. Kadınlarla ilk toplantıları o yaptı. Cizre'de gitmediği köy yoktur, her köyde ortalama bir hafta kalıyordu. Gittiği her ortama ayak uydururdu, örneğin Cizre'de kadınların çoğu o yıllarda çarşaf giyerdi, o da çarşaf giyerdi. Onu bir Cizreli kadından ayır etmek imkansızdı. Hatta kucağına bir çocuk , yanına da bir adam alarak dolaşırdı. Kamufle olmak, göze batmamak, halkın örf ve adetlerine göre yaşamak için bütün ayrıntıları düşünürdü. 'Bu çarşaf da nedir?' demezdi.
Hiç unutmam, arkadaşları bir gün eyleme gidiyor, fakat tehlikelidir diye onu götürmeyip Asya adlı bir teyzeye teslim ediyorlar. Arkadaşları eylemden döndüklerinde Asya teyze onlara çıkışarak, 'Bu arkadaşınız (Berivan'ı kast ediyor) ne gece, ne gündüz hiç bir şey yiyip içmiyor, uyumuyor ve durmadan evin ortasında gidip-geliyor' diyor. Çok gariptir ama ruhen arkadaşlarının yanında olmak için Berivan böyle bir eylem biçimini seçmişti."
Kürdistan'ın kadim kenti Cizre, 1988'in yazı ve sonbaharında, adeta bir "Berivan efsanesi" ile dolup-taşar. Hemen hemen her evde hikayesi, bir anısı anlatılır. Gittiği her evde izler bırakır fakat hiç bir iz onun Türk devlet güçlerinin eline düşürecek kadar değildir. Taa ki Cizre yakınlarında gerillaya ait bir mağarada küçük bir tabanca Türk askerinin eline geçinceye kadar. Tabancanın üzerinde "Zozan" yazılıdır. Asker ve polisler artık Cizre sokaklarında "Zozan" kod adlı bir kadın gerillanın dolaştığından emindir. Takip sıkılaşmıştır, 18 Ocak 1989 gününü ve sonrasını Salih Cizirî anlatıyor:
"18 Ocak 1989 günü kaldığı eve operasyon düzenlendi. Önce evin sahibi Emin Elçi Torun'u katlettiler. Emin ekmek almaya gitmişti, ekmeğiyle birlikte elini havaya kaldırmasına rağmen kurşun yağmuruna tuttular. Emin'in elindeki ekmeği alıp yerine kalaşnikof koydular. Cizre o gün patlamak üzereydi, devlet güçleri bize cenazeyi vermek zorunda kaldı. Aslında Berivan'ın şahadeti, bir yıl sonra, 1990 Newroz'unda patlayacak Cizre serhildanının da ilk kıvılcımıdır, Berivan'ın katledilmesine öfkedir. Çok ilginçtir, şu anda Cizre gibi medrese ve camilerle dolu bir kentte, üstelik Êzidi de olmasına rağmen Berivan'ın mezarı türbe gibidir. Çocuğu olmayan insanlar, hastalar, yaşlılar mezarının başına gidip şifa arar."
***
"Önce Köln radyosundan 'Gayri Müslüm bir PKK'li militan öldürüldü' diye duyduk. Arkadaşlarla konuşurken 'Hayır kardeşim Binevş değildir, o olamaz' demedim. Birkaç gün sonra Bonn'da bir yurtseverin evinde kahvaltı yapıyorduk, evin küçük çocuğu gidip Hürriyet gazetesi aldı ve ne acı tesadüftür ki gazeteyi ilk ben elime aldım. İç sayfalarda "PKK'lı dişi militan öldürüldü" haberini görünce sanki dünya başıma yıkıldı, o şoku birkaç gün üzerimden atamadım, hala onun olduğuna inanamıyordum." (Xanê Agal)
İLK ÊZİDİ GERİLLARIN KISA ÖYKÜLERİ...
Ahmet Ergin (Rizgar): PKK'nin kayıtlarındaki ilk "Êzidi şehit"tir, belki de Kürdistan dağlarındaki ilk Êzidî gerilladır. 1960 yılında Beşiri'nin Bazbut köyünde dünyaya geldi, genç yaşta Apocu harekete katıldı. 1982 yılında Avrupa'dan Ortadoğu'ya geçti. Ortadoğu'daki PKK Parti Okulu'ndaki eğitiminden sonra Kürdistan'a giden ilk gerilla grupları arasında yer aldı. 3 Mart 1986 günü Sason-Baykan-Kozluk üçgeninde bulunan Dodan dağında iki gerilla arkadaşıyla birlikte yaşamını yitirdi.
Abdullah Savgat (Ömer): 1980 yılında aktif devrimciliğe başladı. Celle ve daha sonra Avrupa'nın birçok merkezindeki çalışmalarından sonra 1985 yılında gerilla saflarına katıldı. Beşiri Êzidilerinden olan Savgat, 28 yaşındayken 6 Aralık 1987 günü Mardin-Mazıdağı'nda 6 arkadaşıyla birlikte yaşamını yitirdi.
Ali Agal (Xwedêda): Celle'den 1985 yılında PKK'ye katıldı. Avrupa çalışmalarından sonra 1987 yılında Kürdistan'da gerilla mücadelesini sürdürdü. Binevş Agal'ın ablası Xane Agal'ın hayat ve mücadele arkadaşı olan Ali Agal, 1990 yılında Kurtalan kırsalında yaşamını yitirdi.
Behiye Yasit (Hacer): Binevş Agal'dan sonra PKK saflarına katılan ikinci Êzidi kadındır. 1965 yılında Beşiri'de dünyaya geldi. 1986 yılında ailesiyle birlikte geldiği Celle'de PKK ile tanıştı. Bir yıl sonra aktif devrimciliğe başladı ve hemen gerilla saflarına katıldı. 4 Aralık 1989 günü 11 arkadaşıyla Dicle nehrini geçmeye çalışırken Türk ordu güçlerinin pususuna düştü. Yasit ve 11 gerillanın cenazesi Cizre'de, Binevş Agal'ın yanına defnedildi.
Hayri Daban (Ömer): PKK'nin kurucularından Delil Doğan'ın 1970'li yılların ortasında Viranşehir'in köylerinde ilkokul öğretmenliği yaptığı sırada örgütlediği ilk Êzidilerdendir. 1980'lerin ortasında gerilla saflarına katıldı ve 17 Eylül 1989 günü Dargeçit'te yaşamını yitirdi.
Bekir Çelik (Rizgar): Celle'de PKK ile tanışan ilk gruptandır. 1987'de gerilla saflarına katıldı. 6 Mayıs 1990 günü Siirt'in Eruh ilçesi kırsalında yaşamını yitirdi.
Sebriyê Hewrê (Cemil): Rojavalı ilk Êzidî gerilla olarak biliniyor. Batı Kürdistan'ın Tirbêspî kentinde dünyaya geldi. 1980'lerin ortasında PKK'ye katıldı. 1990 baharında Beytüşşebap kırsalında günlerce süren bir çatışmada bir grup gerillanın takım komutanı olarak yaşamını yitirdi.
Kasım Özden (Sipan): Celle'den PKK saflarına katılan ikinci kuşak ilk gerillalardan biridir. Ailesi 1960'ların sonunda Celle'ye yerleşen ilk Êzidilerdendir. Gösterdiği performansla 1987 yılında yapılan halk oyunları ve kültür festivali Mihrican'da Celle ekibine birinciliği getirdi. PKK'ye 1989'da katıldı, 1990 yılında Mahsum Korkmaz Akademisi'nde gördüğü eğitimden sonra Kuzey Kürdistan'a gitti ve 14 Nisan 1992 günü yaşamını yitirdi. KCK Yürütme Konseyi Zeki Şengali'nin oğludur.
***
Bielefeld'te yaşayan Torî dağı Êzidilerinden, yaşı 70'e dayanmış Tayibê Koçanê'ye "Êzidilerin neden bu kadar hızlı Apocularla ve Kürdistan özgürlük hareketiyle kaynaştığını soruyoruz:
"Evet, bize ilk yıllarda sıkça 'Apocularla ve PKK ile ne işiniz var, siz Êzidisiniz' diyorlardı. Hiç kimse unutmasın ve tarih de bir gün yazsın; bu hareket bizi aydınlığa çıkardı. Eskiden Kürdistan'ın unutulan, arkaya atılan bir kesimiydik. Apocularla hemen kaynaştık çünkü bu hareketin ve Êzidiliğin çimentosu ve demiri birdir. İkisinin de kökü Kürdistan'ın derinliklerindedir."
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen